Friday, December 29, 2006

Baklava



Bugün babamın bana ilk dayak atışını izledim. Bundan 15 yıl önce. Adam bana attığı tüm dayakları kamerayla kaydetmiş. Dikkatli izleyenler müthiş açılar yakalayabiliyor gerçekten. Işık kullanımı da çok iyi. Takdir ettim kendisini.
Babam bir sergide kuratör olarak çalışıyor şu an. Onun babası -benim dedem- ise efsanevi bir kişilikmiş. Size sonra onun hikayesinden bahsedeceğim.

Yararlı bir bilgi: Eğer bir şarkıyı beğendiyseniz, ve sözlerine baktıktan sonra "aa inanılmaz, sözleri de durumuma tam uyuyor. Muhteşem, hayatımın şarkısı bu" diyorsanız, sizi temin ederim ki, yeryüzünde yazılmış şarkıların %90 ı zaten durumunuza uyuyor.

Mesela, en basitinden "yoğurt koydum dolaba" türküsünü ele alalım:

"Yoğurt Koydum dolaba ellere vay
Yine başım kalaba, yine başım kalaba ellere vay"

Bu türkü rahatlıkla "yeni bir sevgili edinen ancak bu sevgilinin talibinin/seveninin çok olduğunu öğrenen bir adamın trajedisi" olarak okunabilir. Benzer bir tema David Byrne - Everyone's in love with you şarkısında vardır. Ancak yoğurt koydum dolaba türküsünün bu şarkıdan tek farkı, farklı okumalara-altmetinlere açık, metaforik anlatım biçimindedir.

Gördüğünüz gibi bugün hiç keyfim yok. Arkadaşlar çağırdı, birazdan dışarı çıkacağız.
Kafam karışık
ve inanılmaz derecede midem bulanıyor.
İnsanların çıkarları uğruna yüzlerini pasif ve iyiniyetli rengine boyayıp içlerindeki doymak bilmez egoisti saklamaları yüzünden mi,
yoksa akşam pilavüstü patlıcanın ardından yediğim, halis muhlis ev baklavaları yüzünden mi,
inanın,
bilmiyorum.
İyi Geceler...

No comments: